Qual avião que vai para Lisboa?
Hediye paketinden Lizbon cikti bu sene. Mumu'nun okuldan portekizli bir arkadasinin eline tutusturdugu fazlasiyla organize notlardan sonra dustuk yola. Ne ara neyi yaptik? Kisacik zamana nasil sigdirdik? Her zamanki gibi supermarioculuk oynadik ama bu sefer oyunculardan biri atesli yatiyordu ama yine de pes etmedi. Kahramanim benim !!!!
Pasteis yedik bir kere. Pasteis, ici pudingli milfoy hamurundan yapilma yuvarlak bi corekcik, ustune tarcin/pudra sekeri serpiliyor, mideye indiriliyor ikiser paketler halinde. Belém, pasteisin en lezzetli oldugu yer, merkeze 15 dk uzaklikta. Kasa kuyrugu, yani sadece-al-ve-cik sokaga tasmis, kivrila kivrila bir yerlere gidiyordu, benim goz mesafemden uzaklara, tee daha da uzaklara. Icerisi ise cehennem, aman allahim, masalarda oturanlar ve baslarinda dikilen zebaniler. Baska care yok, biz de gozumuze bir anne kizi kestirdik, 30-45 dklik bekleme surecinin sonunda oturdugumuzda teee derinlerden bir ohhh geldi, bir daha da kalkmadik!
Sonrasinda 28 numarali tramvayla sehir turu yapildi, Bairro Alto (yüksek mahalle), Castelo de São Jorge, Oceanario de Lisboa, Padrão dos Descobrimentos (Kesifler Aniti), Torre de Belém'e gidildi, cok resim cekildi, plastik shot bardaklarda ginjinha (cherry brandy) icildi, ayaklara kara sular indi ama bana misin denilmedi. Bu arada ne kadar da benziyormus Lizbon Istanbul'a. An an fotograf kareleri gibi goruntuler nerde oldugumuzu sasirtti bize: Daracik sokaklarda asili rengarenk camasirlar, 7tepe, tatlicilar (burda bolulu hasan usta nicola olmus)...
En en ilginci sehirlerin insanlari degil midir? Portekizliler kelimenin tam anlamiyla enteresan. Ilk girdigimiz pasteisciden son ciktigimiz postaneye kadar her yerde insanlar dergi okuyor. Arkadaslariyla bulusmuslar, 4-5 genc/yasli oturmuslar Bairro Alto'daki bir acik hava kahvesinde: bizim bogazi andiran bogaz ve gun batimi, ilkbahar havasi... Tek duyulan masa altlarinda, sandalye kenarlarinda oynayan kopeklerin sesleri. Insanlar dergi okuyor! Huzunlu bir hava var gercekten Lizbon'da. Dergi okumanin disinda sabirli birer dinleyici ve anlaticilar. Kapi kapi dolastigimiz eczane turunda kime rastlasak dikkatle dinledi bizi, zamanini ayirdi, elinden geldigince yardimci olmaya calisti.
Dogumgunu gecesi serefine fado dinledik tamburda. Fado, latincede kader anlamina geliyormus, uzakta kalan gemici sevgililer icin kâh neseli ama en genelinde huzunlu soyleniyormus... Fikir olarak guzeldi hersey: Yemek yeniliyor, 5-10 dk icin isiklar sonduruluyor, fado basliyor siyah giyimli orta yas bayan ve baylar tarafindan. Gosteri bittikten sonra hadi bakalim tekrar yemek. Belki baska bir yer fado club une gitsek daha guzel bir deneyim olabilirdi. En azindan bacalhau (tuzlanmis balik) yenilebilir olabilirdi, daha az tuzlu ve mumkunse tat'li, ambians daha neseli, daha az turistik, bu liste uzar da gider... Ama sarap-sikinti-keske'lerin etkisiyle cok sacmaladik, cok eglendik o gece.
Birkac foto-toto:
No comments:
Post a Comment