09/05/2007

Montserrat

Maalesef Mumu’nun mezuniyet resimleri yok elimde, havaya atilan keplerin videosu ve bir iki etekli cubbe disinda. Ama kazasiz belasiz atlattik, her mezuniyet gibi ne daha az sikici, ne daha fazla eglenceli. Az yemek-cok aperitif (sampanyadan elma likoru, konyaga kadar coook genis yelpaze) ve tum gunun yorgunlugu (ha bir de kimse panikten farkina varmadi evdekilerin, kuafor donusu kapida kaldim, asagi kapi kilitli, zil bastim bastim otmemis, telefonum calismadi, kulube aradim, o da calismadi, cok panikledim, kasap onu kedileri gibi bekledim ki birileri ciksin diye) ile oleyazdim.

Mini anekdot: Masa Hint & Amerikan/Nijerya & Turk masasiydi. Ailelerin ortak dili ingilizce olmasi gerekirken, turk tarafinda biraz sorun yasadik. Ama Abanis’in super fikri ile dil sorunu kisa surede cozuldu: Herkes kendi ulkesinden sarki soyliyecek. Serdar Ortac sarki/turku yarismasi kivaminda, tema ornegin arkadaslik-ask-cicekbocekpusur. Amerikalilar’in isi zor hakkaten, kendi kulturlerine ozel olsun, Madonna’dan likeavirgin mi olsun? Onlar da 100 siseden biri kirildi geriye kaldi 99, 99 siseden biri kirildi kaldi 98, 97 siseden, eee-gider-daha-bu’yu soylediler.

Geriye kalan gunler son veda turlari (is bulanlar cil yavrusu gibi dagiliyorlar, cil nasil bir kus?) ve Barça turu ile gecti. Resimler, tasit olarak araba, sure 2 saat, BCN disi Montserratdan. Mont =Dag, Serrat=testere. Kivrimlar testere dislerini andiriyor. 87’de dogal park ilan edilmis zaten.


Teyzem, turist kafilesinin basi olarak bir sey tasimaliydi elbet elinde. Secimi pembe puantiyeli semsiyeden yana oldu, iyi guzel ama neden aceba onu tam da fotografin icine sokmaya niyetlendi? Goruyorsun cekiyoruz neden kendini geri cekmiyorsun?


Asagidaki foto Kutsal Bakire La Moreneta (siyahi). Tahtadan yapilan bu heykelcik, ozel bir bolmede, zamanla vernigi kararmis ve su anki siyah rengini almis. Sag elinde tahtadan bir kure (kozmos), sol elinde bebek Isa. Rivayete gore, 880 yilinda hava kararmadan evvel bir Cumartesi ogleden sonrasi, melodili cok parlak bir isik gormus cobanlar gokyuzunde. Ayni olay, bir sonraki cumartesi de kendini tekrarlamis, bir sonraki ve bir diger sonraki cumartesi de. Manresa’nin ileri gelenlerinden bir rahip beraberindekilerle duruma aciklik getirmek uzere Montserrat’a dogru tirmanmaya baslamis. Tirmanisin sonunda, en tepelere vardiklarinda bir magarada Kutsal Bakire’nin heykeli ile karsilasmislar. Sehre indirmek istediklerinde kaldiramamislar yerinden heykeli, o kadar agirmis bizimkisi. Zorlamanin bir faydasi yokmus, bakire orda kalmak istiyormus. Bunun uzerine, madem onu indiremiyoruz koyumuze, bari burada bir manastir insa edelim demisler.


Belirtmek lazim ki sartlar cok zorladi bizi, cok soguktu hava, kulak uclarimiz dondu, gozlukler bugulandi. Karnimiz acikti, kenarda kosede satilan incir peksimetleriyle doyurduk karnimizi.

Ben en cok kenarda kosede kalmis bu uc vitrayi sevdim:

No comments: